18 Aralık 2010 Cumartesi

b- Dinde Haramlaştırma Yapma!

           b- Dinde Haramlaştırma Yapma!

Dinde yeni günahlaştırmaların yada haramlaştırmaların kapısı kapatılsın. Öyle bir kapatılsın ki bu kapıyı bir daha kimse aralayamasın. Çünkü haramlaştırmak ve farz oluşturmak doğrudan  doğruya Allah’ın tekelindedir. Bu konuda Peygamber Efendimiz dahi bir şart dayatamaz. Haramlaştırma yapamaz. Bu temel ve evrensel kuraldır. Allah’ın doğrudan doğruya yasaklamadığı şeyler kıyas ve vs. yollarla halka sanki harammış gibi gösterilemez. Dayatılamaz. Bunu kimse yapamaz.yapmaya yetkileri yoktur. Ne yazık ki geleneksel öğretide, bu hususun böyle olduğu söylenmesine rağmen,  bu iş yapıla gelmiştir. Ve hatta, “Onu yapma Allah taş eder!  Bunu yapma Allah yakar.” gibi olmadık şeyler günahmış gibi gösterilmiştir.? Bu yetmediği gibi, Allah ve din sanki bir öcü zannettirilmiştir.
Nerede kaldı rahmet dini? Nerede kaldı sevgi dini ? Nerede kaldı esenlik ve barış dini? Nerede kaldı özellikle iç barış, denge ve esenlik…?
           Hani İslam sulh kökünden gelme barış, selamet ve esenlik değil miydi.? Ne oldu yani? Durum böyle değil midir? Elbet böyledir ama; sen kendi kafana, örfüne, siyasal ve şahsi düşüncene göre kimseleri kınayıp horlayamazsın! Yaptığın ayıptır! Bu anlattığın  şeyler kesinlikle din değildir. O anlattığın şeylerin ne olduğunu hepimiz daha iyi biliriz…
O anlattıklarının ne demek olduğunu ve senin ne yaptığını; bu anlattıklarımdan sonra bilmeyenler de bilecek elbet! Bu açıklamalardan sonra, sizin şu boşanmaya dair olan vaazınıza yeniden dönelim:
            Gerçi dinsel kaynaklarımızın boşanmayı pek hoş karşılamadığı açıktır. Ama boşanmanın önünü de kapatmış değildir. Boşanmaya tatlı sert bir tarzda bakar. Sen ne yapıyorsun.?
             Oralarda boşanmış bir kişi görsen derhal oracıkta linç edeceksin. Pek fazla öfkeleniyorsun. Adamlara demediğini bırakmıyorsun. Bir küfretmediğin kalıyor neredeyse! O da etmemek sayılıyorsa tabi..!
 Be adam düşünsene: Bu toplumun evlenme çağında olanların neredeyse yarısı hem boşanmış , hem de ikinci üçüncü evliliklerini yapmış durumda. Evvel Allah, başta ben…!
             Hem sen boşanmanın zorluklarını, gönül ezgilerini bilir misin? Hiç boşandın mı? Sonra bu boşanma yoğunluğunun, toplumun içinden geçiyor olduğu hengameyle yakından ilgili olduğundan, dolayısıyla bireylerin boyunu aştığından haberin var mı? Sanmam ki olsun!
Peki madem öyle: Yahu senin ne hakkın var, camii hoparlörlerinden bunca insanı sövercesine kınamaya.!?
            Sen kendi işinin ne olduğunu bilsen de, onu yapsan nasıl olur? Hurafeleri okuyup, din diye millete onları anlatma. Ona buna sataşmayı din anlatımı sanma! Git, Kuran’ı anla evvela.! Ve Kuran’ı anlat.! Kuran’dan anlat.! Gerisini boş ver sen.!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder