18 Aralık 2010 Cumartesi

a- Kısaca Abdeste Değineyim


a- Önce Kısaca Abdeste Değineyim

            Bilindiği gibi abdest: namaz kılmanın ön şartı ve olmazsa olmazıdır. Necis (pislik) temizliği olmayıp, sembolik bir günah temizliğidir. Rabbin karşısına niyaza, duaya, rabbini anmaya, zikre, tâzime, saygıya, takdise ve nihayet ibadete çıkacak olan kulun bir nevi arınmasıdır. Daha farklı bir ifadeyle kulun bir nevi tövbesidir. Dediğimiz gibi kulun kalbi ve sembolik günah temizliği ile rabbinin huzuruna çıkışının ön hazırlığıdır.
Sadece namaz kılmak için gerekli olan bir ameliyedir. “Abdestsiz yere basmamak” gibi bir ibadet de yoktur. Böylesi bir “abdestsiz yere basmama” durumu belki de dini yaşantıyı zorlaştırıyor olması bakımından uygun bile değildir. Böyle şeyler zaten bit’at, yani din dışılıktır. O din dışılığın vasfı, “iyi” bile olsa, din dışılıkta din aramak yanlıştır.
Hem asıl olan şey her vakit namazı için bir abdest almaktır. Namaz kılınıp bitince abdestim bozulmasın diye çabalayıp durmak uygun bir davranış değildir. Ancak abdest bozulmamışsa o abdest ile ikinci veya devamı vakitlerin namazları da kılınabilir. Yine de en iyisi, her namaz için bir abdest almaktır.
Dediklerimi kolaylıkla hayata geçirebilmek, yani kendi hayatımıza uygulayabilmek içinse abdest aşağıda tarif ettiğimiz üzere kolaylıkla alınacaktır elbet..!
Her konuda olduğu gibi bu konu konuda da birçok kural ve şart dayatmak, böylece dini yaşantıyı zorlaştırmak doğru değildir.
Öyle ya; abdestin farz oluşuyla ilgili olan, Maide suresi 6. ayete bakın…! Bakın ama çarpıtmadan bakın…! Bakın orada ne diyor ?:
“….Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da…”
Ayet yarım cümle halinde bitiyor. Allah aşkına söyleyin ayetin abdestle ilgili bölümü işte bu.! Buradan ayaklarınızı yıkayın mı anlaşılıyor yoksa meshedin mi…? İnsafa gelin de oraya parantez içine “yıkayın” diye yazmayın! Meshetme konusunu da şarta - şurta bağlayıp zorlaştırmayın!
Orada anılan yıkama uzuvları: Yüz ile dirseklere kadar ellerdir.
             Meshetme uzuvları da: Baş ile topuklara kadar ayaklardır.
Nitekim dikkat edin! Su bulunamayan hallerde teyemmüm edilen uzuvlar sadece yıkama uzuvlarıdır. Yani teyemmüm ederken, yıkama uzuvları olan, yüz ve eller meshedilir, Mesh uzuvları olan, baş ve ayaklar terk edilir! Al bu da sana, ayakların mesh uzvu olduğuna bir başka kanıttır!
            Bu konuda yani ayakların meshedilmesi hususunda şart, şurt başkaca hiçbir şey yoktur. Mesh çıplak ayağa da yapılır, çorap üzerine de…. Dileyen dilediği biçimde meshder. Mes giymeye falan da gerek yoktur mesh yapabilmek için… İnsan, sadece arzu ederse yıkar ayaklarını…! Yoksa yıkamak şart değildir…
            Zaten yukarıda da değindiğimiz gibi abdest ile yapılan temizlik necis (pislik) temizliği olmayıp hades (sembolik günah) temizliğidir….! Yani vücudunda veya elbisende necis (pislik) varsa o pislik zaten ayrıca temizlenilmelidir… O bir başka konudur; abdestin konusu değil.! 
Ama hocam siz bu ayak yıkama konusunu çok öne çıkarmış durumdasınız! Hem insaf ediniz! Siz ayakları meshetme konusuna yıkamaktan da zor nice şartlar dayatmışsınız. Bunu yapmaya hakkınız yoktur. İbadetleri zorlaştıramazsınız. Hem siz bir çok insanın, sırf ayaklarını yıkamanın zorluğundan dolayı, kılmayı düşündükleri namazı kılmaktan vazgeçiyor olduklarını bilmiyor musunuz?
            Lütfen durumu bir güzel açıklayın da milletin geleceği aydınlansın! Kardeşim eğer namaz kılmak üzere abdest almak istiyorsan; sırası da önemli değil… Git evvela: Dirseklere kadar elini ve ayrıca yüzünü yıka,
Sonra da: Başınla ayağını ister çıplak, ister çoraplı yada takkeli veya baş örtülü olarak meshet; fark etmez… Git namazını kıl!
İçin ferah olsun! Zaten yaptığın şey bir sembolik günah temizliğidir; bir namaz ön hazırlığıdır..! Hepsi bu… Kalk kılacaksan üşenme!
Hocam, sen de bu işi zorlaştırma!

1 yorum: